1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

En azından büyük ihtimalle aday yapılmayacakları çıktı ortaya...

Basına da yansıdı…
Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki mahalli seçimlerle ilişkin  “Milletvekillerimizden sadece 2 isim belediye başkan adayı yapılacak” kararı almış…
Bu kararını partinin ilgili yöneticilerine de iletmiş…
Bu karar “2 milletvekili dışında hiçbir AK Parti milletvekili belediye başkan adayı gösterilmeyecek” anlamı taşıyor…
Sözü edilen 2 milletvekilinin ise İstanbul’da Büyükşehir belediye Başkan adayı gösterileceği söylenen  Binali Yıldırım ile Ankara’dan Büyükşehir belediye Başkan adayı gösterileceği söylenen  Süleyman Soylu olacağı konuşuluyor.
Erdoğan’ın almış olduğu “Mevcut milletvekillerinden sadece 2’si belediye başkan adayı gösterilecek” kararı sonrası parti yöneticileri de her gördükleri milletvekiline “Belediye başkan adayı gösterilecek milletvekili sayısı 2 ile sınırlı” tebliğini sözlü olarak yapmaya başlamış…
Erdoğan’ın aldığı bu karar tam anlamıyla uygulanır mı ya da esner mi bilemiyoruz?
Ancak…
Erdoğan’ın ve AK Parti’nin, mevcut milletvekillerinden sadece 2 ismi belediye başkan adayı göstereceği, bir üçüncüsüne kesinlikle izin verilmeyeceğine ilişkin kararlı bir tutum içinde olduğu konuşuluyor…
Hal böyle olunca, Eskişehir’de ismi büyükşehir belediye başkan adaylığı için geçen iki önemli ismin, yani Milletvekilleri Nabi Avcı ile Harun Karacan’ın, Erdoğan’ın aldığı karar çerçevesinde, büyük ihtimalle  aday gösterilmeyecekleri çıkıyor ortaya…
Demek oluyor ki, AK Parti’nin muhtemel Eskişehir büyükşehir belediye başkan adayı için başka isimler gözden geçirilecek.


.....


 


Umarız eş-dost-akraba mantığı işlemez…


Belediye meclisleri şehrin en önemli kurumudur…
O mecliste şehrin imarı belirlenir.
Dolayısıyla meclis üyelerinin en azından dörtte birinin Mimar, Peyzaj mimar,  İnşaat Mühendisi, Makine Mühendisi, harita mühendisi, Şehir Plancısı gibi teknik öz ellikler taşıyan insanlardan oluşması lazım…
O mecliste şehrin bütçesi belirlenir…
Dolayısıyla meclis üyelerinin en azından bir bölümü hesaptan-kitaptan anlayan, muhasebeci, mali müşavir, iktisatçı, işletmeci, maliyeci gibi hesap ve rakam adamlarından oluşması gerekir…
O mecliste, şehrin adaletli bir şehir olması için çaba harcanmak zorundadır.
Dolayısıyla meclis üyelerinin bir bölümü hukuk eğitimi almış isimlerden oluşması gerekir…
O mecliste şehrin sosyal yaşamına yön verilir.
Dolayısıyla mecliste sosyolog, psikolog eğitimi olan insanlar bulunmalıdır…
O mecliste Sanayici, ticaret adamı, işçi, köylü, esnaf, emekli, genç, kısacası toplumun her kesiminin temsil edileceği bir üye mutlaka yer almalıdır…
O meclis şehrin mutfağıdır…
Umarız partiler,  birilerinin eş-dost-tanıdık ve akrabaları yerine, bu şehirde yaşayan herkesin “beni temsil ediyor” diyebileceği bir meclis listesi oluşturur…


.....


 


Siyaset nasip işi…


Cevdet Selvi Eskişehirli bir sendikacı.
Petrol-İş sendikasının genel başkanlığına kadar yükseliyor.
Türk-İş içinde sol görüşlü nadir sendika başkanlarından…
12 Eylül darbesi sonrasında kurulan SODEP’in kurucuları arasında yer alıyor.
1983 seçimlerinde milletvekili adaylığı konsey tarafından ret ediliyor.
1987 seçimlerinde ise Eskişehir’den milletvekili oluyor.
1991 yılında ise partinin ikinci en önemli görevi olan genel sekreterlik görevine getiriliyor.
Daha sonra partiden ayrılıp Bülent Ecevit’in DSP’sine geçiyor Cevdet Selvi.
HHH

Orhan Brgit başarılı bir gazeteci.
1969 ve 1973 seçimlerinde CHP’nin milletvekilliğini ve parti sözcülüğünü yapmış bir isim.
1974 yılında Ecevit koalisyon hükümetinde Turizm Bakanlığını üstleniyor.
Aynı zamanda koalisyon hükümetinin sözcülüğünü yapıyor.
Ecevit’in güvendiği ve birlikte çalışmak istediği bir isim anlayacağınız.
1995 seçimleri öncesinde o da DSP’ye, yani Bülent Ecevit’in partisine katılıyor…
HHH

1995 seçimleri yaklaşıyor.
Ecevit’in hem bakanlığını hem de başbakanlığı döneminde hükümet sözcülüğünü yapmış olan gazeteci Orhan Birgit milletvekilliği için adaylık başvurusunda bulunuyor.
Aynı şekilde, SODEP’den ayrılıp DSP’ye yeni katılan Cevdet Selvi de adaylık başvurusunda bulunuyor.
DSP’nin milletvekili aday listeleri açıklanıyor…
Orhan Birgit İstanbul’da 5’nci sıraya yerleştirilmiş…
Cevdet Selvi’nin ise ismi yok…
Orhan Birgit sırasını beğenmiyor.
çevresinde bulunanların “Bunu sana nasıl yaparlar? Sen bakanlık yapmış birisin, nasıl sana 5 nci sırayı reva görürler” gazı ile bir anda adaylıktan çekildiğini belirten bir dilekçe yazıp, Bülent Ecevit’e gönderiyor…
Bülent Ecevit çok sinirleniyor Orhan Birgit’in bu hareketine…
Listenin 5’nci sırasından ismini çıkartılıp, yerine Cevdet Selvi’nin ismi konuluyor 5’nci sıraya…
Araya ünlü gazeteciler giriyor.
Bülent Ecevit’i arayıp, Orhan Birgit’in fevri davrandığını, aslında yanlış yaptığını, kendisinin de yaptığı bu hareketten dolayı üzgün olduğunu falan söyleyip, adaylık istifasının dikkate alınmamasını, 5’nci sıradaki adaylığının devam etmesini rica ediyorlar…
Bülent Ecevit “çok geç” diyor önce.
Ardından da “Biz Cevdet Selvi beyin ismini bildirdik. Bu söylediğinizi yaparsam Cevdet bey’e haksızlık etmiş olurum”
Sonuçta seçimler yapılıyor.
Cevdet Selvi İstanbul 5’nci sıradan DSP milletvekili seçiliyor.
Yerini beğenmezlik yapmayıp, istifa etmese Orhan Birgit milletvekili olacak.
Bir anlık fevri hareketi Orhan Birgit’i milletvekilliğinden ederken, onun bu hareketi Cevdet Selvi’nin milletvekili seçilmesini sağlıyor…
Sonra ne mi oluyor?
Cevdet Selvi’nin ismi siyaset sahnesinde sık sık duyulmaya başlıyor.
DSP’den ayrılıp, yeniden açılan CHP’ye geçen Selvi, partinin önemli 2-3 isminden biri haline geliyor.
Genel başkan Deniz Baykal’ın istifası üzerine partinin genel başkanlık görevine 1 ay vekalet ediyor.
Kurultay’da genel başkanlık görevini Altan öymen’e devreden Selvi, 2010 yılında da yine Deniz Baykal’ın istifası üzerine partinin genel başkanlık görevini vekaleten devin alıp, görevini bugünkü genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na devrediyor…


.....


 


Biraz da
gülmek lazım


Temel ile Dursun hayatlarında ilk defa İstanbul’ a gelmişler. Şehir içi minibüslerine binip çıkmışlar gezinmeye. Muavin sık sık durak isimlerini tekrarlıyormuş : EYüP, FATİH, LEVENT…İnmesi gerektiği durağa gelen yolcular inip yeni yolcular biniyormuş. Uzun bir süre yolculuk ettikten sonra Dursun dayanamayıp Temel’ e sormuş :
- Ula Temel, hacen biz nerede inaceguz daaa!!! Temel cevap vermiş :- Dur ula, muavin bizim ismimizi okisin, pizde ineruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi