Teknoloji geliştikçe bilgiye ulaşma da kolaylaşıyor.

Cebinize sığan küçücük bir telefon ve bu telefonun internete bağlanmasıyla Dünya ve ülkede ne olup bittiğine ilişkin haberlere anında ulaşabiliyorsunuz.

İşte cep telefonlarında var olan binlerce uygulamadan bazıları da bütün gazete ve dergilerin bir arada toplandığı uygulamalar.

Giriyorsunuz uygulamaya, Dünya üzerinde ve Türkiye’de ne kadar yaygın ve yerel gazete ve dergi varsa okuyabiliyorsunuz…

Boş vakit buldukça, bu uygulamalara girip, yaptığımız iş gereği Türkiye’nin hemen her ilinde yayınlanan yerel gazetelere göz gezdiriyoruz.

Diğer şehirlerin yerel gazetelerinde, tıpkı bizim şehrimizde olan ve gazetelerimizde okurlara yansıttığımız gibi o şehirlerin sahip olduğu sorunlar dile getiriliyor.

Yine yerel gazetelerin okurlarına yansıttığı haber ve yorumlara bakarak, şehirlerin tamamında en büyük ortak sorunun “Trafik ve Ulaşım” olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz…

Şehri hangi parti belediyesinin yönetiyor olduğunun hiç mi hiç önemi yok.

Beledîyle iktidarın da olsa muhalefetin de olsa hiç fark etmiyor…

Zira…

Hepsi aynı sorunla yaşıyor, aynı sorundan yakınıyor.
Yani…
Trafik ve ulaşımdan…

Trafik ve Ulaşım neredeyse tüm şehirlerin ve hatta ilçelerin sorunu olduğundan, bu sorun özellikle mahalli seçimlerin sonucunu tayin eden belirleyici bir neden teşkil etmiyor…

Yani…

Sandık başına oy vermeye gidenler “Trafik ve ulaşımın içine etti” ya da  “Trafik ve Ulaşımı düzeltir” kriteri üzerinden bir değerlendirme yapmıyor…

örnekleriyle de sabit olduğu üzere, Cumartesi günü kilitlenen trafik içinde cinnet geçirip ağız dolusu küfür saydıranların büyük bir çoğunluğu, ertesi gün, yani Pazar günü yapılan seçimde, beş yıl boyunca bunun sorumlusu olduğunu düşündüğü mevcut başkanlara oy verebiliyor…

Sonuç olarak…

Trafik ve ulaşım mahalli seçimlerin kesinlikle belirleyici bir etkeni değil…

Buna rağmen, yeniden aday olan mevcut belediye başkanlarına, özellikle AK parti kanadından ve  sosyal medya üzerinden yapılan eleştirilerin trafik ve ulaşım üzerinden olması, seçim stratejisinin yine yanlış bir zemine oturtulmak üzere olduğunu gösteriyor…

Sonuç olarak şunu tekrar söylemekte yarar var…

Tamam. Trafik kötü…

Tamam. Ulaşım da kötü…

Ama-Fakat-Lakin…

Hiçbir şehir ve ilçede “Trafik ve ulaşımı mahvetti” diye seçim kaybetmiş, “Trafik ve ulaşımı düzeltecek” diye seçim kazanmış bir belediye başkanı yok…

O yüzden…

Seçimlerin en belirleyici özelliği ekonomidir…

İktidar, seçmeni ekonominin “iyi” olduğuna, muhalefet ise ekonominin “kötü” olduğuna ikna edecek.

Seçmen de cebine bakacak ve buna göre oy kullanacak…

O kadar…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Keşke bu görüntüyü vermeseydi…

Büyükdere mahallesinde yaşayan vatandaşlar, bir GSM şirketinin Kent Ormanı yanında bulunan alana baz istasyonu kurmak istemesine tepki göstererek, eylem yapmış.

Mahalleliler adına konuşan Büyükdere Mahallesi Muhtarı Ferah özkara mahalleliyle birlikte basının karşısına çıkıp “Baz istasyonlarının yerleşim yerleri içine kurulması; orada yaşayanların bedensel, sağlıksal ve ruhsal bozulmalara yol açacağı gerekçesiyle hukuka aykırı bulunmuştur. Bizler bu hukuka aykırı işlemlere karşı sağlık ve yaşam hakkımızı korumak için direneceğiz. Sağlığımıza ve yaşamımıza yönelik bu saldırıyı engellemek için yapacağımız her türlü direniş ve eylem meşru ve hukuka uygundur.” Demiş.

Gösterilen tepki sonuna kadar haklı bir tepki…

Muhtarın söyledikleri de sonuna kadar haklı gerekçeler.

Keşke mahalle muhtarı mahalle sakinleri ile basının karşısında bu açıklamayı yapıp bu tepkiyi verirken, bir yandan da cep telefonuyla konuşmasaydı…

Fotoğrafa bu halde çıkmasaydı.

Malum cep telefonları baz istasyonları sayesinde çalışıyor…

öyle ya, baz istasyonu kurmak isteyenler de çıkıp muhtara “Baz istasyonunu istemiyorsun ama bir yandan da güzel güzel cep telefonuyla konuşuyorsun” diyebilir.

Ne diyelim?

Keşke muhtar, baz istasyonu kurmak isteyenlerin eline bu kozu verecek bir görüntüyü vermeseydi…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bizim partili arkadaşların da payı yok değil hani!

-Bir önceki aday gösterildiğim seçime belirsizlikler içinde girdim.

Hatırlayın o günleri…

“Yılmaz Hoca’nın operasyonu” denildi. Partinin önünde darağaçları kuruldu. Adaylığıma parti içinden tepki gösterenler oldu. Partimiz içinden MHP’ye aleni çalışan ve oy verenler oldu. Seçildik geldik önemli hizmetler yaptık. Herkes belediyenin neler yaptığını gördü. Yılların ihmal edilmiş mahallelerine nemli dokunuşlarda bulunduk. Yeniden adayız. En azından kendi adımıza geçmiş seçim öncesindeki belirsizlikler bu seçim öncesi yok. Bunun kendi adıma bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Seçim elbette beraberinde riskler barındırır. Her seçimde bir risk vardır. Ama ben bu seçimi rahat kazanacağımı ve bölgede hedeflediğim yüzde 50 oyu da bulacağımı düşünüyorum…

Bu sözler Odunpazarı Belediye başkanı Kazım Kurt’a ait.

Kendinden emin sözlerini dinledikten sonra, özellikle Hamamyolu ve belediye bürokratları üzerinden yapılan eleştirileri hatırlatıyoruz kendisine…

Her ikisinin de kasıtlı, gerçekle bağdaşmayan, özellikle köpürtülen iki konu olduğunu söylüyor önce.

Devamında da…

“Abartılan, köpürtülen ve taşırılan bu iki konu ile ilgili, bizim partideki bazı arkadaşlarımızın da payı yok değil hani” diyerek tamamlıyor sözlerini…

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Biraz da gülmek lazım

Yurt dışında yasayan adam karısına bir mail gönderiyor:
Sevgili karıcığım, bu ay maaşımdan sana para gönderemiyorum, onun
yerine 100 öpücük gönderiyorum.Sen benim bir tanemsin.
Kocan Allen

Karisi da ona cevap veriyor,

Sevgili aşkım,
Gönderdiğin 100 öpücük için teşekkür ederim. Masraflar söyle;
1- Sütçü bir aylık süt için 2 öpücüğü kabul etti,
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlaşmaya razı oldu,
3- Ev sahibi kira için her gün 2-3 defa uğruyor,
4- Bakkal sadece öpücüğe razı olmadı, ona ilave başka şeyler de verdim,
5- Diğer masraflar toplam 40 öpücük...

Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu ayı çıkarabilirim.
Gelecek ay için de ayni yönde mi plan yapmalıyım? Lütfen bilgi ver.
Sevgili karın Josephine.