1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Yaptırma be ağabeyim! Yaptırma be ablam!

Aslında covid-19 diye bir hastalık yokmuş…
Bu, aslında bildiğiniz grip hastalığıymış…
Zaten gripten de her yıl bu kadar insan ölüyormuş…
ölüme neden olan da bu virüs değil, insanların başka hastalıklarıymış…
Küresel güçler dünya nüfusunu azaltmak için böyle bir virüsü oluşturup dünyaya salmış…
Asıl amaç, 2’nci dünya ülkelerinin nüfusunu azaltmakmış…
***
Testi pozitif çıkanlar evde tedavi altındaysa iyileşiyormuş da, hastanede tedavi altında olanların cenazeleri çıkıyormuş.
çünkü…
İnsanları virüs değil, tedavide kullanılan ilaçlar öldürüyormuş.
Zaten küresel güçlerin de planları aynen bu şekildeymiş!
Virüse yakalanıp hasta olsa bile o ilaçları hayatta içmezmiş…
Sonuçta bu bir gripmiş! Kendi kendine geçermiş!
***

Hele hele Aşı, bu işi planlayanların son darbesiymiş…
Virüse yakalanmayan insanları da öldürmenin tek yolu buymuş…
Yoksa aşı hemen nasıl bulunabilirmiş…
Hatta, bu aşı ile insanlara çip bile takılabilir, her hareketleri izlenebilirmiş…
Bu yüzden de KESİNLİKLE AŞI YAPTIRMAYACAK mış…
çünkü virüse inanmadı için aşısına inanması beklenemezmiş…
Aşının gerekli olduğunu ve virüsü ortadan kaldırmak için, toplumun yüzde 60-65’inin olması gerektiğini söyleyen bilim adamları ya bilgisizmiş, ya da küresel güçlerin satın aldığı insanlarmış…
Bu güne kadar da boşuna okumuşlar!
Zira…
Sabunun bile yok ettiği bir virüs zaten salgına falan da yol açamazmış...
***

O kadar çok ki bu saydıklarımızı düşünen ve söyleyen…
Hepsi, kendince küresel güçlerin oyununu,  aşı olmayarak boşa çıkartacağını düşünüyor iyi mi?
Virüsle, hastalıkla uğraşmaktan daha zor bu insanlarla uğraşmak…
Aşıya inanmadığı, Aşı da yaptırmayacağı için, bilim dünyasının, bütün çalışmaları durdurup,  yıkılıp, hatta yas tutacağını falan zannediyor herhalde!
Yaşananları bu şekilde düşünenlere tek bir tavsiyemiz var;
Biran önce, Corona hastalarının tedavi gördüğü en yakın  hastaneye  gidip, maskesiz şekilde derin bir nefes almaları…
Böylece, virüsün de aşının da gereksiz olduğunu herkese kanıtlamaları…
Yalnız bunu yaptıktan sonra doğruca evlerine gitmeleri gerekiyor.
Zira evde tedavi görenler iyileşip, hastanede tedavi görenlerin öldüğüne inanıyorlar ya!
Böylece bu düşüncelerini de ispat etmiş olurlar!


.....


Niye yapılmıyor?


Uzunca bir zamandır salgın süreci yaşıyoruz.
Bu süreçte, insanların gelirleri aynı kalıyor ama masrafları sürekli artıyor.
İnsanlar, artan masrafları karşısında zorlanıyor, borçlanıyor, perişan oluyor.
Hal böyleyken; “insanları rahatlatacak bazı fedakarlıklar niçin yapılmıyor?” diye düşünmeden edemiyoruz…

örneğin;
Salgın sürecinde artan elektrik kullanımı nedeniyle, hiç olmazsa faturalardaki kayıp-kaçak ücretleri alınmasa olmaz mı?
Herkes evinde olduğu için doğalgaz kullanımının neredeyse iki katına çıktığı şu süreçte, en azından “sayaç okuma bedeli” alınmasından feragat edilse iyi olmaz mı?
Suda, “atık su bedeli” alınmasa, şu dönemde en çok ihtiyaç duyulan internet ücretleri yarı yarıya indirilse fena olmaz mı?
Gıdada KDV oranı düşürülse ve bu indirim gıda ürünlerine yansısa, kredi ve diğer borçlar salgın süreci geçinceye kadar durdurulsa, kiralar makul seviyeye çekilse iyi olmaz mı?
Olur, tabi ama bunun olması için fedakarlık gerekiyor…
Görünen o ki bu fedakârlığı kimsenin yapmaya niyeti yok.
Devletin de bu fedakârlığı yapmaları için baskı unsuru olmaya niyeti yok…


.....


Umarız kabul edilir…


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel’in emekli aylıkları arasındaki maaş adaletsizliklerinin giderilmesine ilişkin verdiği kanun teklifi bugün Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek.
TBMM İçtüzüğü 37’nci maddesi gereği doğrudan Genel Kurul’da görüşülecek olan “5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu” nda değişiklik yapılmasını ve aylık bağlama oranının yüzde 70’e çıkmasını öngören teklif kabul edilirse “2000 öncesi ve 2000 sonrası” emekli olanlar arasındaki maaş farkları giderilmiş olacak.
Ne diyelim?
Umarız kabul edilir…
Zira, bu husus yıllardır emekliler arasında büyük bir mağduriyet yaratıyordu…


.....


İnsanın ağırına giden…


Mecliste, muhalefet tarafından bir önerge veriliyor.
Verilen önerge, Covid 19 aşısının vatandaşlara ücretsiz olarak yapılmasına yönelik…
Verilen önerge mecliste bulunan AKP-MHP çoğunluğu tarafından ret ediliyor.
Sırf önerge muhalefetten geldi diye…
Ancak…
Aynı kapsayıcı önerge nedense AKP-MHP tarafından verilmiyor…
İnsanın ağırına ne gidiyor biliyor musunuz?
Meclis sırasında oturup, Corona aşısı ücretsiz olsun önergesine ret oyu verenlerin, o aşıyı büyük ihtimalle ücretsiz yaptıracak olması gidiyor.
Kaldı ki;
ücretli de olsa, kendisi ve tüm yakınlarını aşılatıp, hayatlarını güvence altına alacak maddi güce sahip olmaları gidiyor insanın ağırına…


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


Deliler hastanesindeki onlarca deli yıllardır tüm gün dışarı bakıyormuş.
Hastaneye yeni gelen doktor.
-Hemşire hanım neden bunlar hep dışarı bakıyorlar?
Hemşire:
-Bilmiyorum efendim ben baktım bişi yoktu..
Doktor delilerin baktığı pencereye doğru gider ve dışarı bakar..
-eee burda bişey yok ki..
Deliler hep birlikte:
-lan salak biz yıllardır bakıyoz bişi göremedik sen bi bakıştamı görcen...


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi